Kayıtlar

Avrupa'da Gotik , Rönesans ve Barok Mimarilerinin Çatı ve Cephe sistemleri Açısından Karşılaştırılması

Resim
Gotik Mimari: Gotik Mimari olarak tanımladığımız mimari stil ilk olarak 1140 civarında kuzey Fransa’ da doğmuştur. Paris’te daha uzun, daha aydınlık ve daha hacimli kiliselerin inşaatı sürecinde bu stil iyice yayılmıştır. İlerleyen yıllarda bu stil kalelerde, saraylarda, köprülerde şehir duvarlarında ve kapılarında da kullanılmıştır. Gotik Mimari Ortaçağ’da sıklıkla karşılaşılan sorunlar sonrası ortaya çıkmıştır. 1100-1200’lerde yapıların mimarisi oldukça limitli, ilkel, karanlık ve soğuktu. Gotik Mimari bunun gibi sorunları çözmeyi hedeflemiş ve  aydınlık ,  hoş ,  havadar  yapılar inşa edilmesini sağlamıştır.  Gotik yapılar, Tanrı’ya ulaşmak için yapılmış ve en özgün ürünler dini mimaride verilmiştir. Bu dönemde insan eyleminin odağı dinsel yaşam olduğu için, en ileri mimari tasarım ve teknolojiye sahip olan yapılar kilise tarafından yaptırılmıştır. Avrupa mimarlığında önemli yer tutan ve genellikle yapımları yıllarca süren çok sayıda katedral (“kardinal makamı” anlamındaki “ca

Mimarlığın Öyküsü - Sağlamlık / LM Roth

Resim
Stürüktür bir yapıyı ayakta tutan sisteme denir. Bugünlerde mimarlar ve mühendisler çok az malzemeyle çok iş yapan yerçekimine meydan okur gibi görünen strüktür yapmaktan hoşlanıyorlar. Bir yapıya baktığımızda onda duyduğumuz hisler algısal strüktür ve yapıyı taşıyan iskeletle gördüğümüz şey fiziksel strüktür kavramları olarak karşımıza çıkar.  Atina'daki Panthenon'u gördüğümüzde biri diğerine baskın olmayan yatay ve düşey öğeler arası özenli dengenin 'incelikli bir kuvvetler dengesi' ve Yunan Felsefesi İdeali olduğunu anlarız. Lento ve Dikme; Binalarda kapı-pencere gibi boşlukların üzerine, duvarın tekrar devam etmesi istendiğinde; boşluk üzerine yapılan (konulan) elemana  lento  denir. Bu amaçla hazırlanan kalıbada lento kalıbı denir. Strüktür taş,tuğla,kerpiç,balçık,cam,blok ya da başka malzemeden yapılan duvar ile başlar.Duvarlarla çevrili bir odada ışık ve de görüş olmayacağı için bu duvarın açılması gerekir.Açık ile duvar (yani onun üzerinde blok ya d

Yöresel Konut Mimarisi ve Türkiye'deki Örnekleri

Resim
  Bir taşı diğerinin üzerine koymakla işe başlayan insan günümüzde en ileri teknolojiyi mimarlıkta kullanabilmektedir.   Mağaralar, çadırlar ve dahası günümüze kadar gelirken 3 süreç görünmektedir;   - Uzmanlaşma yoktur. Kişi kendi ve ailesi için basit yerleşme gösterir. Düzen barındırmaz. Genelde var olan malzemeler doğadan alınarak kullanılır. Bu yöntem yöresel mimari tanımına girmez.   - Yerleşme yapılar uzmanlar, bilgili kişiler tarafından yapılır. Bu durumda ortaya çıkan yapı yöresel mimari olarak kabul edilebilir.  - En nihayetinde yeni bin yüzyılda mimar kimliği taşıyan insan ortaya çıkar. Bu üç başlık yöresel mimariden günümüze geçişi tanımlar. Varoluş hakkındaki bir çok teori bir köşede duradursun, başlangıçtan beri barınak insanların en önemli ihtiyacı haline geldi. Yerleşik yaşam mağaralarla, göçebe yaşam çadırlarla sağlandı. Zamanla toprak önemi keşfedildi, tarım yaygınlaştı barınak inşa etme zorunluluğu doğdu. Ve bu ihtiyaç günümüze kadar gelişer

Ergonomi ve Antropometri

Ergonomi "Fiziksel çevrenin insana uyumlaştırılması süreci" ne ergonomi denir. İş yükü ve çalışma gücünün en iyi şekilde dengelenip, hem çalışanın sağlığını koruyan, hem de üretimin artmasını sağlayan insan – makine – çevre sisteminin başarılması için biyolojik bilginin anatomi, fizyoloji ve deneysel psikoloji alanlarında uygulanmasına ergonomi denir. Ergonomi, kişisel çalışma bilimidir, insan organizmasının özelliklerin ve yeteneklerini araştırarak işin insana, insanın işe uyumu için gerekli şartları sağlar. İnsanların yeteneklerini fark etmesini ve etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayarak insanın çalışırken aşırı zorlanmalar yüzünden yıpranmasını önler ve bu uyum sayesinde iş başarımını artırır. Antropometri Antropometri; insan vücudunun boyutları ile ilgilenen özel bir bilim dalı olup, Yunanca’da “insan” anlamında kullanılan anthropos ve “ölçüm” anlamında kullanılan metron kelimelerinden türetilmiş olup, antrop

Renk Çemberi ve Temel Kavramlar /Ahmet Özol

Resim
  İnsan çevresiyle iletişim halinde ve bu iletişimle çevresini tanımlayan bir insandır. Bu tanımlama ile renk özellikleri ile ilgili bilgi ve kavramlarda gelişmiştir. İnsan olgusu bu noktada gördüklerine odaklanır. Boşluk alanda ışık olduğunu düşünmez.   Boyanın renkleriyle ışık renklerinin farklılığını Hermann Von Helmolti ortaya koymuştur. Boya renkleriki yapı renk çemberinde görünmektedir ve bu bilgi genel olarak yaygındır.                           Pigment: Bir yüzeye renk katmada kullanılan sıvı ,toz karışımlı maddelerin renk sağlayan niteliğine pigment denir. Geleneksel olarak renk kuramında, üç pigment renk vardır. Kırmızı, mavi ve sarı olmak üzere adlandırılan bu renkler başka renklere karışmamış olanlardır.   Hue: Renk çemberinde yer alan renklerden her birini diğerinden ayırtan ve rengin karakterini tanımlatan özelliğe hue denir.   Saturation(Doyum): Karşıt renkler yan yana gelirse birbirini canlandırır ve hatta renk şiddetleri fazlaysa, bakılmaz de

Sanat Eğitimi ve Tasarımda Temel Değerler - Renk / Ahmet Özol

Resim
Renk ışığın dışa vurumu olarak da değerlendirilebilir. ‎ Güneş ışığı gökyüzünden geldiğinde, havada bulunan partiküllerden büyük oranda oksijen ve azot partiküllerin engelleriyle karşılaşır. Bu çarpışmada ışınlar yön değiştirirler. Bunların hepsini İngiliz fizikçi ve Nobel ödülü sahibi Lord Rayleigh keşfetmiştir. Onun anısına, ışığı havanın içinde doğru yoldan saptıran bu olaya 'Rayleigh-Serpintisi' denir.    Bilim 'insanı İsaac Newton 1666 da renk sistemleri üzerine açıklamalar getirmiştir. Bir ışın demeti cam prizmanın bir yüzeyine yöneldiginde, iç kısmına doğru kırılmaya uğrayıp ikinci yüzeye çarpar ve yine kırılarak prizmayi terk eder. Nesneleri tanımlarken, ilk sıralanan değerlerin başında biçimsel yapı ve renk özelliği gelmektedir. Bir nesne görülebilen tüm ışıkları emerse siyah renkte görünür. Hiç emmezse beyaz görünümlü ya da saydam niteliktedir. Cismin enerji emişi atomun yapısına, elektrik yüküne ve doğrudan içinde bulunduğu doğal koşullara göre değişir.

Tadao Ando

Resim
- Işık kilisesi , 1989 , İbaraki , Japonya Bu yapı, mevcut ahşap bir kiliseyle papaz evine ek olarak yapılmıştır. Projesinde, ışığı aydınlanma ögesinden çıkarıp, mekanın kimliğiyle bütünleştirme yoluna gitmiştir. Bir diğer projesi: - Işık kilisesi , 1989 , İbaraki , Japonya Bu yapı, mevcut ahşap bir kiliseyle papaz evine ek olarak yapılmıştır. Projesinde, ışığı aydınlanma ögesinden çıkarıp, mekanın kimliğiyle bütünleştirme yoluna gitmiştir. Bir konuşmasında: “Bence mimari yüksek sesle konuşmamalı. Doğanın ışık ve rüzgâr kılığında konuşabilmesi için, mimari sessiz olmalı.” diyen mimar,   Tadao Ando Uluslararası Mimarlar Birliği ’ndeki konuşmasında mimarlığa olan bakışını şöyle özetlemiştir: Bence mimarlığın günümüzdeki en büyük problemi, mimarların mesleğe sadece bir sanat olarak bakmaları… Binaların sadece sanatsal yönüyle ilgileniyorlar. Mimarlığın aynı zamanda sosyal bir meslek olduğunu unuttular. Mimarların sosyal sorumluluklarını hatırlamaları gerekiyor…  Ço